İsteme faslı bittikten ve dışarıda küçük nişan yapalım düşüncesinde karar kıldıktan sonra nişan mekanları araştırmasına başladık, bir süre sonuçsuz kaldı. Önce sadece bir yemek mi yenilsin dedik, sonra müziksiz konuklara acaba garip gelir mi müzik olsun mu, canlı müzik olan bir yere mi gitsek yoksa sadece biz bize mi olsak dedik. bu kararsızlıklar içerisinde nişanımızı yapacağımız yeri bulunca kafamız rahatladı, kendimizi oranın akışına bıraktık desem yeridir =)
Eğer az kişi olacaksanız yine evde yapılması taraftarıyım ama sayı artık 40'ları geçiyorsa o iş olmaz, dışarıda kutlamanız lazım.
Önce alternatiflerimizi sıralayayım:
1) Kanlıca Paysage Restaurant: Fena değil, canlı müziğin olduğu gün bize cam kenarı masaları ayıracaklardı, cuma günü olacaktı, cuma trafiğinde %90'ı Avrupa yakasında oturan insanları oraya taşımak istemedik.
2) By balıkçı: Ataköy Marina'da yer alan Nossa Costa'nın restaurantlarından. yuvarlak bir şekli var, denizin ortasında gemilerle bir arada hissediyorsunuz kendinizi. Yalnız müzik yok, eğer sadece yemekli bir kutlama olsun isterseniz iyi bir seçenek.
3) Nossa Costa: Canlı Müzik yapılan kısmı, bir seçenek olabilir ama bence gereksiz pahalı. bu arada nossa Costa ve paysage restaurant aynı grup tarafından işletiliyor, hocam bu bilgi gerçek hayatta ne işimize yarayacak diyebilirsiniz:) söyleyeyim dedim sadece.
4) Maslak Sheraton Hotel'in en üst katında bulunan Sapphire. Manraza çok güzel, fiyatları ilk 2 seçeneğe göre yüksek, 3. seçenek ile başbaşa olabilir. O parayı Nossa Costa'ya verceğime 5 kere burada nişan yaparım.
5) Yeşilköy le chateauer restaurant: Canlı müzik var cuma cumartesi, ama bence genel olarak uzak durun! Yeşilköy yat limanının orada, 2 katlı bir yer. İlk önce telefonla aradım fiyatlarıyla ilgili bilgi aldım, indirim yapıp yapmayacaklarını sordum. Gelin yüzyüze konuşalım dediler. Akşam işten çıktık gittik, aman yarabbiii telefonda konuştuğum kibar kadının yanına bir şark kurnazı çöreklenmiş! Bize şöyle bir fiyat söylediniz biraz indirim yapamaz mısınız gönlümüz olsun dedik, bu arada istediğimiz indirim de indirim olsa, çok az. Adam dünyada bir akıllı kendi sanıyor, sizin üstünüzü başınızı süzüyor, ona göre fiyat söylüyor. Tabiki indirim yapmadı, devlet bizi düşünmüyor alkolde çok vergi var vs vs ki aynı adam fiş almayacağız vs de dedi ama KDV oranını bile düşmüyor. Hıhı olur biz sizi ararız diyip kalktık gittik. Bu tarz insanlar için zaman ne kadar kıymetsiz, bilseydim böyle olacağını hayatta gitmezdim. Hem bu arada hangi devirde yaşıyoruz, o kadar para alıp tuvalet önüne para için masa atmak nedir ya? Bu varoşluk neden? 3 mt'de bir duvara asılmış " fotoğraf çekmek yasaktır" uyarılarını saymıyorum bile. sineğin yağını çıkarmak ama bunu yaparken insanları soğutmak sanırım bu. Boğuna şark kurnazı demiyorum. Bu zihniyetle umarım yakın zamanda batarlar. (Not: Buraya vereceğimiz paradan dazla fazlasını verdik aşağıda anlatacağım yere, ama içim çoook rahat.)
Veee gelelim güzel kısma :)
6) ITU Maçka Kampüsü Havuzbaşı Tesisleri bizim tercihimiz oldu=)
Uzaktan bir arkadaşımız burada nişanladı, biz de tavsiye üzerine geldik konultuk ve içimize çok sindi. Havuzun yanı başında, Cam duvarlarla çevrili 90 kişilik bir restaurant burası, girişinde bar kısmı da var. Cuma ve cumartesi günleri sirtaki gecesi düzenledikleri için biz pazar gününü seçmek durumunda kaldık.
İşletmecisi Tuğrul Bey, çok tatlı dilli, bilgili, görgülü ve en önemlisi iyi niyetli bir insan.
Nişan yaklaşık 65 kişilik olduk. Çok sayıda arkadaşımızı çağırdık, sınırsız içkili ve yemekliydi. (ki genelde gençler alkol aldı.)
Mekanın hem sıcak bir havası var hem nezih, hem dekorasyonu güzel hem havuzun yanıbaşında olması bir ambiyans katıyor o güzel. Büyüklük bakımından bizim için çok idealdi.
Yemekler hakkında herkes olumlu yorum yaptı, ben ortalıkta dolaşmaktan ana yemeği göremdim bile ama hem lezzet hem de her şeyin sıcak servis edilmesi gelenlerin olumlu yorum yapmasını sağladı. Müzik olarak ise oranın anlaşmalı olduğu DJ vardı, her telden çalarak her yaştan yakınlarımızın eğlenmesini sağladı. Ben hiç bu kadar dans edeceğimil sanmıyordum, pek çok kişi de aynı şeyi söyledi ama o topuklularla 5 dk'dan fazla sabit durmadım, hep dans ettim. En fazla ara verdiğim an pastamızı yiyor olduğum anlardı.
Pastayı ayrıca anlatmak istiyorum. Bir kaç hafta bakındım durdum. Pelit'e sordum, nişan pastalarının kişi başı dilim fiyatı 15TL, Kara fırın 12-13-14 TL Beyaz Fırın'a da bakabilirsiniz, onun fiyatlarını hatırlamıyorum.
Çeşitli tasarım pasta yapan kişiler var, bunları araştırmaya başladım. Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine sihirlipastam'a baktım ve yaptıkları pastaları çok beğendim. 2 katlı beyaz, her katın bitiminde fuşya rengi kurdele olan ve üst katından aşağı doğru yine aynı renk bir kurdelenin sarktığı ve bence hayatımda yediğim en lezzetli pastayı yaptırdık. Bu tarz tasarım pasta yapan azı yerlerin şeklin güzelliğine fazla önem verdiğinizi ama iç malzemeleri çok iyi seçmediklerini duymuştum. Sihirli Pastam'dan Sabiha hanım sağolsun içimi rahatlatacak şeyler söyledi. Ve tam dediği gibi çıktı, bu kadar lezzetli bir ganaj olamaz, en en önemli şey oymuş onu anladım. Kendilerine buradan da teşekkür etmek isterim.
Bu arada yine ufak bir not: 65 kişi için 45 kişilik pasta yaptırdık, birebir kişi sayısı kadar yaptırmayın, her türlü artıyor pasta, hatta 40 kişi bile yaptırabilirsiniz.
28 Aralık 2012 Cuma
Nişan
Etiketler:
istanbul,
itu maçka,
itü,
Maçka havuzbaşı,
nişan mekanı,
Nişan Mekanları,
pasta
Çeyiz (Ev) için bugüne kadar neler aldım? (2)
Önceki yazımda daha çok mutfak eşyalarından bahsetmişim bunda biraz elektronik olanlardan bahsedelim.
Bir dönem elektrik süpürgesi almaya kafayı takmıştım. Garantisi başlayacak alınca acaba sonra mı alsam diye düşünmedim değil ama dayanamadım aldım =)
Süpürge olarak Philips'in fc9170 modelini aldım. Resmini aşağıda görebilirsiniz.
Bunu tercih etmemim en büyük sebebi oyuncak arabaya benziyor oluşu :)) Sizce de çok şirin değil mi? Diğer sebeplere gelirsek, emiş gücü çok yüksek, ben aldığım zaman en yüksek buydu sanırım, şimdi daha yükseği çıkmış olabilir. Başlığının şekli de user friendsly bir hava verdi. Nerden alabilirim diye bakındım bakındım hepsiburada dan aldım. son zamanlarda tedarik süreleriyle ilgili problemleri olduğunu duysam da buradan bugüne kadar çok şey aldım ve şanslıyım ki hiç sorun yaşamadım.
İnternetten elektronk eşya almakla ilgili tereddütleri olanlar olabilir, bence çekinmeyin, deneyin.
Süpürgeden sonra ütüyü de Philips'ten aldım. Onun modeli de Philips Azur GC 4870.
Şu an çok net ahtırlamıyorum ama ütünün ağırlığı, buhar seviyesi, görünüşü gibi özellikleri hoşuma gittiği için aldım. Teknoloji mağazası olan Gold'u biliyorsunuzdur. Oranın internet sitesinden aldım, bakmak isterseniz sizi buraya alalım: gold
Burasıyla ilgili olumsuz yorumum şu olabilir; satın alırken kendi kendine 3 ay taksit erteleme yapmış. Benim kafamdaki ödeme planını kendi insiyatifiyle değiştirmesi bankanın mı mağazanın mı (ki muhtemelen bankanın) suçu bilmiyorum ama hoşuma gitmiyor.
Evet yine Philips'ten devam ediyoruz:) Blender setini de hepsiburada'dan aldım. O da sorunsuz bir şekilde geldi. Blender alırken dikkat edilecek en önemli unsurun gücü olduğunu söylediler, o yüzden 700 watt'lık bu seti aldım. Siyah renkli mutfak aletlerini çok seviyorum, sizce de çok şık değiller mi?
İnternetten almadığım tek elektronik eşya saç kurutma makinesi oldu. Bir, iki ay önce YKM'de gezinirken bazı makinelerin indirimde olduğunu gördüm. Şu an kullandığım makine de Philips olduğu için yine ondan almak istedim, 2. tercihim Babyliss olacaktı. Babyliss'in ürünlerini çok çok tavsiye ederim. Saç düzleştiricim bu marka ve 2007'nin başında aldım, 6 sene oldu olacak tık demeden çalışıyor. her şeyiyle sapasağlam.
Saç düzleştirici alacaklara bir tavsiye, kablonun eklenti yerinin oynar olmasına dikkat edin, saçınızı yaparken büyük kolaylık sağlıyor bu. Bir de çok kalın plakalı olanlardan almayın, diplere yeterince ulaşamamaya neden oluyor. Saç kurutma makinesine dönecek olursak eğer 2200 Watt'lık sade siyah bir makine aldım, modelini hatırlamıorum. Umarım memnun kalırım.
Neler aldım köşesine yine bir ara veriyorum. Yine devam ederiz;)
Etiketler:
Babyliss,
blender,
Çeyiz,
düğün,
elektrik süpürgesi,
elektrikli ev eşyaları,
evlilik hazırlıkları,
evlilik listesi,
gelin,
küçük ev eşyaları,
Philips,
ütü,
yeni ev eşyası
16 Aralık 2012 Pazar
Çeyiz (Ev) için bugüne kadar neler aldım? (1)
Her şeyi son dakikaya bırakmadan, yavaş yavaş araştırarak, fiyatlara bir kaç farklı yerden bakarak almaya çalıştım.
Mutfaksal eşyaları sıralarsam eğer:
Jumbo'nun ÇKB ve tencere setleri, çay tepsisi/bardaklarını içeren setlerini biliyorsunuzdur. Uzun uzun araştırdım fiyatları, Jumbo'nun kendi butiklerindeki fiyatların, farklı ev eşyaları satan mağazalar vardır ya hani onlardan daha pahalı olduğunu fark ettim. bu yüzden alacaksanız bu tarz yerlerden almanızı tavsiye ederim. Nakit ödeme gibi durumlarda indirim yapma şansları da daha yüksek. Örnek vermek gerekirse; Bakırköy'ü bilenler hatırlayabilir: Meydanın orda mezarlığın üst tarafındaki caddennin başında bir yer var, farklı markaların ürünlerini satıyor, kendileri kampanyalar yapıyorlar orası ile Capacity'nin içerisindeki Jumbo butik arasında fiyat farkı var. Peki ben nereden mi aldım? İşte onun bir hikayesi var.
Bir hafta sonu Gaziantep'e gurme tur yaptık arkadaşlarımızla, o sıralar bu setlere acayip kafayı takmış olduğum için algıda seçicilik olsa gerek, bir caddede yürürken bu tarz çeyiz ürünleri satan bir mağaza gözüme çarptı. Acaba burada fiyatlar nasıl diye merak ettim, içeri girdim ve İstanbul'a dönünce pazartesi gidip alayım artık aklımdan çıksın dediğim seti yaklaşık 600TL daha ucuza aldım. Bu mağaza yeni açılmıştı ve kampanyaları vardı. Tabiki hemmenn aldım:) Uçakta nasıl getirdim? Kat kat sardırdık, sağolsun yardımcı oldular bu konuda.
Diyeceğim odur ki eğer şehirdışına çıkarsanız Anadolu'da bir yerlere giderseniz gözünüz açık olsun yada tanıdıklarınıza vs sordurun. Bu arada setin içinde çaydanlık yok, onu da ordan almıştım. Antep'i çok sevmiştim daha önce gittiğimde, bu seti de ordan aldığım için hep ayrı bir yeri olacak benim için:)
Neden Jumbo da diğerleri değil derseniz? Hisar, Karaca gibi yerlere de çok baktım ama Karaca'dan almak istemedim. Kendi fabrikası olan, üretimini kendi yapan bir yerden almak içine daha sinecekti. Hisar ve Jumbo seçeneklerinde de Jumbo'u tercih ettim. Bu işler biraz da şans işi, kimi Jumbo'dan alır memnun kalmaz kimi Hidar'dan alır başına iş gelir. Haa sonrasında günlük kullanmak için de YKM'den Hisar'ın küçük bir takımını aldım. Bakalım memnun kalacak mıyım?
Jumbo'dan aldığım takımın fotosu da şöyle:

Porselen yemek takımını, büyük yemek takımını Esse'den aldım ama yani belki 3 sene önce:) Şimdiden alıyım, 12 ay taksitle öderim, kredi kartı ekstresinin içinde kaybolur gider demiştim, aynen öyle oldu:)) Şu hazırlıkların içinde ona 1000 küsür tl vermeyecek olmak iyi oldu.
Daha sonra Paşabahçe'den günlük yemek takımı olarak kullanmak üzere porselen tabaklar aldım, adını tam hatırlamıyorum ama sanırım "chic" gibi bir ismi olan isim bir seri çıkarmışlar, günlük kullanım için ama biraz daha şık modelleri var, tabaklar tek tek satılıyor, istediğiniz kadar alabiliyorsunuz. Sıcak yemek tabağı ve büyük yemek tabağı toplam 45 TL'ye geliyordu sanırım. Ben şimdilik 6'şar tane aldım. Şöyle bir handikapı var: o seri de çorba kaseleri yok. salata kaseleri var ama onlar da çorba için fazla büyük geldi, salata için de almadım.
Kahvaltı seti olarak da Güral Porselen'den "Bodrum" temalı çoook şirin bir kahvaltı seti aldım, bu da yine parça parça satılıyor, istediğiniz kadar alıyorsunuz. Çay tabağından zeytinliğe kadar istediğin parçayı alıyorsun. Bu tarz özgürlükler benim hoşuma gidiyor. Kütahya Porselen'in de hoş kahvaltı takımları var. Oraya da bakabilirsiniz.
Ufak mutfak gereçleri: Bu tarz şeyleri Esse, Bernardo gibi yerlerden alabilirsiniz. Bir de tabi Tantitoni diye muhteşem bir yer var:) Tantitoni'nin Cevahir AVM dahil bir çok şubesi var, ayrıca Markafoni trendyol gibi online alışveriş sitelerinde de sık sık kampanyaları oluyor, oturduğu şehirde mağazası olmayanlar bu siteleri takip etsin mutlaka karşısına çıkacaktır. Karıştırıcıdan, kesme tahtası, sarı gemi şeklinde limonluk, silikon muffin kalıplarına kadar bu tarz ufak şeyleri buradan aldım. O kadar şekerler ki, kullanmak için sabırsızlanıyorum.
Tantitoni ayrıca Brabantia'nın ürünlerini de satıyor. Henüz ekmeklik, çay/kahve saklama kapları, çöp gibi şeyleri almadım. İnternette her gördüğümde elim almaya gidiyor ama sonra vazgeçiyorum, sonuçta daha nasıl bir mutfağım olacağını bile bilmiyorum:) Dekorla daha uyumlu bir şey alırsın diye vazgeöiriyorum kendimi. Bakalım daha ne kadar dayanacağım:) Saklama kapları vs yine iyi ama Brabantia'nın çöpleri özellikle de boyutu büyüdükçe pahalılaşıyor, bazen bir çöpe o kadar para verilir mi diyorum. Belki sadece ekmeklik ve saklama kabı alırım. bilemedim, öyle sade şık ve kaliteli duruyor ki:)
Tantitoni'nin kendi sitesi üzerinden de satış yapılıyor, daha önce orası üzerinden alışveriş yapmamış olduğumdan tedarikte problem olur mu bilmiyorum. Yine de ürünlere göz atmak isterseniz diye sitesi şu: http://www.tantitoni.com.tr/
Düdüklü tencere bile aldım desem? :) Onu Tefal'den aldım, hani şu turunculu model. Tefal'in outlet mağazalarını takip etmenizi öneririm. Ben yine bir gün bir yerden dönerken ViaPort AVM'deki mağazasından almıştım.
Erkek arkadaşım ısrarla Actifry almamı istiyor, patates kızartmasını çook sevdiği ama kilo almaktan hoşlanmadığı için (biraz spor delisidir kendisi) Actifry'ın az yağ ile kızarttığını duyunca, senden istediğim tek çeyiz eşyası bu, boşver diğerlerini dedi. Henüz almadım ama üzerimde bu kadar baskı varken sanırım alacağım. fiyatını biraz yüksek buluyorum kendisinin, kampanyaları takip etmek lazım:)
Bu yazı artık burada bitmeli ve daha sonra devamı gelmeli.. :)
Sevgiler.
14 Kasım 2012 Çarşamba
Düğün Mekanı
Merhabalar,
Bu ara gündemimizde olan konu düğün mekanı seçimiydi. Araştırma yaparken fark ettim ki fiyatlar arasında bayaaa fark var. Şöyleki; İstanbul'da Four Seasons, Esma Sultan, Çırağan gibi yerlerde yapılan bir düğün ile aşağıda sıralayacağım atıyorum Event Garden, Kalyon Hotel arasında 5 kat filan fark var. Yine aynı şekilde örneğin Kalyon ile sıradan bir düğün mekanı arasında da 5 kat fark vardır. Kalın çizgilerle birbirinden ayrılmış segmentler oluşmuş. Ankara'da en iyi otellerde bile İstanbul'a göre daha uygun fiyatlarla düğün yapmak mümkün olduğunu öğrendim, ne yapsak orda mı evlensek :))
Biz düğün için Event Garden ile anlaştık. Zemini full çimen ile kaplı, diğer bahçesine göre biraz daha izole ve peysajı cidden başarılı. Sarıyer'deki diğer tüm kır düğünü mekanlarını araştırdık. Korupark, Bahar Country vs. Event Garden aralarında en yenisi ve bahçesi diğerlerinden daha iyi. Yemeklerinin de gayet iyi olduğunu duydum. Korupark için yapılan eleştirilerden biri bu konuda.
Düğün mekanı için gezerken pek çok şeyi göz önünde bulundurmaya başladığınızı fark ediyorsunuz. Görüşme sırasında ilgililerin size nasıl davrandığı, nezaketleri vs gibi etkenlerde aslında karar vermenize neden oluyor. Size kendinizi "iyi" hissettirmeleri önemli. 35, 40 milyar bir para ödeyerek büyük bir organizasyona kalkışıyorsunuz, size görüşme sırasında bir ikram sunmayı akıllarına getiremiyorlar, bunu anlamak güç.
Kısa listemizde olan yerlerden biri Kalyon Hotel'di. bilmeyenler için söyleyeyim, tarihi surlar arasında güzel bir yeri var, üstü açık ama kapanabilen bir sistemleri var. Akşam ışıklandırmalarla muhteşem gözüküyor. Bizim bütçemizin biraz üzerinde olduğu için orayı elemek zorunda kaldık.
Bu fiyat seviyelerinde başka bir yer ise Portaxe. Shine isimli ufak kısmını değil ancak büyük tarafını yine tavsiye edebilirim. Çok nazik çalışanlara sahip. Pistinin küçük olması dışında bir eksisi yok. Daha önce Dahill İstanbul isminde yine aynı işletmenin sahibi olduğu bir yer vardı. Yıldız'da eski porselen fabrikanın içerisinde. Ne yazıkki ruhsattaki problemler nedeniyle kapatıldı, güzel bir mekandı, tavsiye edebilirdim.
Anadolu yakasında İTO Vakfı'nın işletmeciliğindeki Cemile Sultan korusunun muhteşem bir manzarası var, ancak orada düğün yapan 2 kişiden şöyle olumsuz yorum aldım: çok tok satıcılar, organizasyonla ilgili ayrıntılarda, düğün sırasında bile katılar. Doğru mu yanlış mı bilemiyorum. Manzarası muhteşem yine demeden duramayacağım.
Alkollü düğün yapmak istediğinizde Beltur işletmeciliğinde ki tüm köşkler vs size kapılarını kapatıyor. Aslında bu anlamda bir ayrımcılık yapıldığını düşünüyorum. Neyse fikirlerimi daha fazla dile getirmek istemiyorum:)
Öğretmenevleri/Polisevleri gibi sosyal tesisleri de düşünebilirsiniz ancak yemekleri konusunda olumlu konuşmak mümkün değil. Popüler sosyal tesislerden biri olan Baltalimanı Polisevi'nde bir arkadaşımın düğününe katılmıştım. Orada bir kaç yer var, sanırım en güzeli teras katı ancak şöyle bir handikapı var: Nikah, boğaza bakan kısmında kıyılıyor (dikdörtgenin kısa kenarlarından biri olarak düşünün) bu iyi güzel. Fotoğraflar açısından da iyi. Ana davetliler açısından pek bir manası yok çünkü onların çok az bir kısmı orada oturuyor ve dans edilen kısım diğer uçta. Ve öyle bir düzenleme (hatta bence düzenlememe) yapmışlar ki, toplanan tabak/çatal/bıçak vs nin yıkandığı kısım burada. Yani herhalde yıkıyorlardır diye düşünüyorum, çünkü öyle bir şangır şangır ses geliyor ki müziğin sesinin biraz azaldığı yerde tek duyduğunuz bu oluyor. Hiç mi yer yoktu da böyle bir şey yaptılar bilmiyorum. Düğün yapmayı düşünenler için aktarmak istedim.
Düğün mekanı belirlerken kişi sayınız sizi kısıtlayabiliyor. Biz 300 kişi üzerinden anlaştık ancak her an 350'ye çıkabilir sayımız. 250 sınırını aştığınız anda pek çok güzel yerde düğün yapma fırsatını kaçıyor ve otomatik olarak kır düğünü seçeneğine yöneliyorsunuz. Bu gibi yerlere örnek vermem gerekirse; Hekimbaşı Yalısı (240 kişi kapasiteli) olumlu yorum alan yerlerden biri. Diğeri Bahçeşehir Üniversitesinde bulunan "Akademi Restaurant". Aklıma gelen yerlerden bir diğeri: Armada Hotel. o da kişi sayısı bakımından bize uygun değildi. 270 kişilik kapasiteleri var. Terasın manzarası güzel ama zemini güzel değil gibi geldi bana. Yine kişi sayısından dolayı elemek durumunda kaldık.
Neredeyse unutuyordum. Diğer bir gezdiğimiz yer Yıldız Hisar Tesisleri idi. Aynı anda 2 düğünün yapılabildiğini söyledikleri anda orayı eledik:) Fiyatları aslında gayet uygundu. Garsonlarının kaba olduğu yönünde eleştiriler var.
Bir diğer yer İTU Vakıftepe tessileri. bu da yine başka bir Kır Düğünü mekanı. Ama ben çimen niteliğinde pek bir şey göremedim gittiğimde, bahçe bakımı cidden kötü. Manzarasından bahseidlebilir ama o kadar uzaktan akşam karanlığında kim nasıl manzarayı görebilir bilmiyorum. Manzarası bir artı olmuyor yani.
Yine alkolsüz olduğu için elediğimiz ama manzarasının güzel olduğu bir mekan da Mihrabat Korusu.
Maslaktaki Darüşşafaka Tesislerinde havuz başı düğünler yapıldığını duyduk, gittik gördük. Dans edilebilecek bir alan yok. Fiyatlar çok uygun ama içimize sinmedi. bir de Havuzbaşı düğünlerin şöyle bir hankikapı oluyor: Eğer masalar her iki tarafın etrafına sıralandıysa, insanlar birbirinden çok kopuk oluyor. Düğün dediğin bana göre tamamen insanların enerjisinden ve birbiri ile etkileşiminden doğan bir çoşkuyla güzel oluyor. Çooook güzel bir mekanda eğlenmekten uzak insanlarla yapılan bir düğündense daha mütevazi ama çoşkulu bir düğün daha güzel.
Kır düğünü için bir başka tavsiye edilebilecek yer İstinye'deki Urza (Monteverde) Hiç olumsuz bir şey duymadım bugüne kadar. Fiyatları Event Garden'dan bir tık daha pahalı.
Fark ettiyseniz genelde Avrupa Yakasından yerleri anlattım. Anadolu yakasında da güzel yerler var elbette. Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri (Başka bir organizasyon için oradaydık, beğendik) Yelken kulübü, Büyük Kulüp vs
Bu arada Ramazan ayının Temmuz'a denk gelmesi gün bulmak açısından zor oluyor. Biz Ekim başında Event Garden'a gittiğimizde Mayıs'ta bir cumartesi boştu, Haziranın tüm cumartesileri dolmuştu. Bir iki cuma ve bir iki pazar kalmıştı. O yüzden araştırmalara bizim gibi çooook önceden başlayıp hem de kendinizi sıkıştırmadan, her haftasonuda 1,2 yere bakarak daha rahat bir şekilde karar verebilirsiniz.
Şu an birileri düğününüz nerede olacak, belli diye sorduklarında evet belli demek ben de bir mutluluk yaratıyor. Her şey belli olsun, net olsun mantığında bir insan olduğum için, check listte büyük bir tik atmak haz veriyor:)) Friends izleyenler hatırlar, başka bir deyişle "I am such a Monica":))
Umarım isteklerinize uygun, içinize sinen bir yer bulabilirsiniz. Bol şans! :))
Bu ara gündemimizde olan konu düğün mekanı seçimiydi. Araştırma yaparken fark ettim ki fiyatlar arasında bayaaa fark var. Şöyleki; İstanbul'da Four Seasons, Esma Sultan, Çırağan gibi yerlerde yapılan bir düğün ile aşağıda sıralayacağım atıyorum Event Garden, Kalyon Hotel arasında 5 kat filan fark var. Yine aynı şekilde örneğin Kalyon ile sıradan bir düğün mekanı arasında da 5 kat fark vardır. Kalın çizgilerle birbirinden ayrılmış segmentler oluşmuş. Ankara'da en iyi otellerde bile İstanbul'a göre daha uygun fiyatlarla düğün yapmak mümkün olduğunu öğrendim, ne yapsak orda mı evlensek :))
Biz düğün için Event Garden ile anlaştık. Zemini full çimen ile kaplı, diğer bahçesine göre biraz daha izole ve peysajı cidden başarılı. Sarıyer'deki diğer tüm kır düğünü mekanlarını araştırdık. Korupark, Bahar Country vs. Event Garden aralarında en yenisi ve bahçesi diğerlerinden daha iyi. Yemeklerinin de gayet iyi olduğunu duydum. Korupark için yapılan eleştirilerden biri bu konuda.
Düğün mekanı için gezerken pek çok şeyi göz önünde bulundurmaya başladığınızı fark ediyorsunuz. Görüşme sırasında ilgililerin size nasıl davrandığı, nezaketleri vs gibi etkenlerde aslında karar vermenize neden oluyor. Size kendinizi "iyi" hissettirmeleri önemli. 35, 40 milyar bir para ödeyerek büyük bir organizasyona kalkışıyorsunuz, size görüşme sırasında bir ikram sunmayı akıllarına getiremiyorlar, bunu anlamak güç.
Kısa listemizde olan yerlerden biri Kalyon Hotel'di. bilmeyenler için söyleyeyim, tarihi surlar arasında güzel bir yeri var, üstü açık ama kapanabilen bir sistemleri var. Akşam ışıklandırmalarla muhteşem gözüküyor. Bizim bütçemizin biraz üzerinde olduğu için orayı elemek zorunda kaldık.
Bu fiyat seviyelerinde başka bir yer ise Portaxe. Shine isimli ufak kısmını değil ancak büyük tarafını yine tavsiye edebilirim. Çok nazik çalışanlara sahip. Pistinin küçük olması dışında bir eksisi yok. Daha önce Dahill İstanbul isminde yine aynı işletmenin sahibi olduğu bir yer vardı. Yıldız'da eski porselen fabrikanın içerisinde. Ne yazıkki ruhsattaki problemler nedeniyle kapatıldı, güzel bir mekandı, tavsiye edebilirdim.
Anadolu yakasında İTO Vakfı'nın işletmeciliğindeki Cemile Sultan korusunun muhteşem bir manzarası var, ancak orada düğün yapan 2 kişiden şöyle olumsuz yorum aldım: çok tok satıcılar, organizasyonla ilgili ayrıntılarda, düğün sırasında bile katılar. Doğru mu yanlış mı bilemiyorum. Manzarası muhteşem yine demeden duramayacağım.
Alkollü düğün yapmak istediğinizde Beltur işletmeciliğinde ki tüm köşkler vs size kapılarını kapatıyor. Aslında bu anlamda bir ayrımcılık yapıldığını düşünüyorum. Neyse fikirlerimi daha fazla dile getirmek istemiyorum:)
Öğretmenevleri/Polisevleri gibi sosyal tesisleri de düşünebilirsiniz ancak yemekleri konusunda olumlu konuşmak mümkün değil. Popüler sosyal tesislerden biri olan Baltalimanı Polisevi'nde bir arkadaşımın düğününe katılmıştım. Orada bir kaç yer var, sanırım en güzeli teras katı ancak şöyle bir handikapı var: Nikah, boğaza bakan kısmında kıyılıyor (dikdörtgenin kısa kenarlarından biri olarak düşünün) bu iyi güzel. Fotoğraflar açısından da iyi. Ana davetliler açısından pek bir manası yok çünkü onların çok az bir kısmı orada oturuyor ve dans edilen kısım diğer uçta. Ve öyle bir düzenleme (hatta bence düzenlememe) yapmışlar ki, toplanan tabak/çatal/bıçak vs nin yıkandığı kısım burada. Yani herhalde yıkıyorlardır diye düşünüyorum, çünkü öyle bir şangır şangır ses geliyor ki müziğin sesinin biraz azaldığı yerde tek duyduğunuz bu oluyor. Hiç mi yer yoktu da böyle bir şey yaptılar bilmiyorum. Düğün yapmayı düşünenler için aktarmak istedim.
Düğün mekanı belirlerken kişi sayınız sizi kısıtlayabiliyor. Biz 300 kişi üzerinden anlaştık ancak her an 350'ye çıkabilir sayımız. 250 sınırını aştığınız anda pek çok güzel yerde düğün yapma fırsatını kaçıyor ve otomatik olarak kır düğünü seçeneğine yöneliyorsunuz. Bu gibi yerlere örnek vermem gerekirse; Hekimbaşı Yalısı (240 kişi kapasiteli) olumlu yorum alan yerlerden biri. Diğeri Bahçeşehir Üniversitesinde bulunan "Akademi Restaurant". Aklıma gelen yerlerden bir diğeri: Armada Hotel. o da kişi sayısı bakımından bize uygun değildi. 270 kişilik kapasiteleri var. Terasın manzarası güzel ama zemini güzel değil gibi geldi bana. Yine kişi sayısından dolayı elemek durumunda kaldık.
Neredeyse unutuyordum. Diğer bir gezdiğimiz yer Yıldız Hisar Tesisleri idi. Aynı anda 2 düğünün yapılabildiğini söyledikleri anda orayı eledik:) Fiyatları aslında gayet uygundu. Garsonlarının kaba olduğu yönünde eleştiriler var.
Bir diğer yer İTU Vakıftepe tessileri. bu da yine başka bir Kır Düğünü mekanı. Ama ben çimen niteliğinde pek bir şey göremedim gittiğimde, bahçe bakımı cidden kötü. Manzarasından bahseidlebilir ama o kadar uzaktan akşam karanlığında kim nasıl manzarayı görebilir bilmiyorum. Manzarası bir artı olmuyor yani.
Yine alkolsüz olduğu için elediğimiz ama manzarasının güzel olduğu bir mekan da Mihrabat Korusu.
Maslaktaki Darüşşafaka Tesislerinde havuz başı düğünler yapıldığını duyduk, gittik gördük. Dans edilebilecek bir alan yok. Fiyatlar çok uygun ama içimize sinmedi. bir de Havuzbaşı düğünlerin şöyle bir hankikapı oluyor: Eğer masalar her iki tarafın etrafına sıralandıysa, insanlar birbirinden çok kopuk oluyor. Düğün dediğin bana göre tamamen insanların enerjisinden ve birbiri ile etkileşiminden doğan bir çoşkuyla güzel oluyor. Çooook güzel bir mekanda eğlenmekten uzak insanlarla yapılan bir düğündense daha mütevazi ama çoşkulu bir düğün daha güzel.
Kır düğünü için bir başka tavsiye edilebilecek yer İstinye'deki Urza (Monteverde) Hiç olumsuz bir şey duymadım bugüne kadar. Fiyatları Event Garden'dan bir tık daha pahalı.
Fark ettiyseniz genelde Avrupa Yakasından yerleri anlattım. Anadolu yakasında da güzel yerler var elbette. Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri (Başka bir organizasyon için oradaydık, beğendik) Yelken kulübü, Büyük Kulüp vs
Bu arada Ramazan ayının Temmuz'a denk gelmesi gün bulmak açısından zor oluyor. Biz Ekim başında Event Garden'a gittiğimizde Mayıs'ta bir cumartesi boştu, Haziranın tüm cumartesileri dolmuştu. Bir iki cuma ve bir iki pazar kalmıştı. O yüzden araştırmalara bizim gibi çooook önceden başlayıp hem de kendinizi sıkıştırmadan, her haftasonuda 1,2 yere bakarak daha rahat bir şekilde karar verebilirsiniz.
Şu an birileri düğününüz nerede olacak, belli diye sorduklarında evet belli demek ben de bir mutluluk yaratıyor. Her şey belli olsun, net olsun mantığında bir insan olduğum için, check listte büyük bir tik atmak haz veriyor:)) Friends izleyenler hatırlar, başka bir deyişle "I am such a Monica":))
Umarım isteklerinize uygun, içinize sinen bir yer bulabilirsiniz. Bol şans! :))
Etiketler:
düğün,
düğün mekanı,
düğün organizasyonu,
event garden,
evlilik,
ito vakfı,
kalyon otel,
mekan,
portaxe
26 Ekim 2012 Cuma
Yorgancı geldi hanıııımmmm
Yorgancı değil de bohçacı olacaktı sanırım o ama neyse :) Kafayı yorgan almakla bozmuş durumda olduğum son günlerde güzel bir haber aldım. Sevgili arkadaşım linens fanı Oya, Linens'te bu ayın yorgan ayı olduğunu söyledi. Daha önce orada beğendiğim yün ama boncuk yün yorganlar vardı, %50 indirime girmişler, gittim hemen bir çift kişilik aldım. Bir de misafir vs için tek kişilik dışının %100 koton olduğunu söylediği mikroelyaf yorgandan aldım. Acayip ucuzdu.
Kaz tüyü yorganları da tavsiye ediyorlar ama benim biraz alerjik sorunlarım olduğu için cesaret edemedim almaya. Bu bahsettiğim yün yorgan makinede 30 derecede yıkanabiliyormuş. zaten inceliği görünce sizi de şaşırtacak. ilk anda akla gelen kalın yün yorganlarla alakası yok.
Ekim ayının sonuna kadar devam edeceğini söylemişlerdi. eğer yorgan yastık alma derdiniz varsa mutlaka uğrayın.
Kaz tüyü yorganları da tavsiye ediyorlar ama benim biraz alerjik sorunlarım olduğu için cesaret edemedim almaya. Bu bahsettiğim yün yorgan makinede 30 derecede yıkanabiliyormuş. zaten inceliği görünce sizi de şaşırtacak. ilk anda akla gelen kalın yün yorganlarla alakası yok.
Ekim ayının sonuna kadar devam edeceğini söylemişlerdi. eğer yorgan yastık alma derdiniz varsa mutlaka uğrayın.
Evlilik Teklifi
Evlilik teklifi almayı bekliyordum ama yine de benim için süprizlerle dolu oldu. Belki buradan ilham alanlar olabilir, çok sevinirim:)
Yoğun şekilde çalışan iki insan olarak cuma gününe denk gelen 5. yıl dönümümüzde haftasonu için şehirdışında bir şeyler yapalım dedik. Ama nereye gideceğimiz bana ısrarla söylenmedi:) Cuma günü öğlen beni işten aldığında ve hatta yolda hala nereye gideceğimizi bilmiyordum. Tem'de giderken önce Sapanca'ya gidiyoruz dedi ama Sapanca sapağını geçtik, Abant dedi Abant sapağını geçtik derken yorgunluk ve merak birleşince ben mızmızlanmaya başladım. Bir iki saat sonra Ankara'ya geldik, dedim ne alaka burası? O sıralarda sık sık iş için Ankara'ya gidiyordum ve her seferinde sen de olsaydın da bari biraz eğlenceli geçerdi zaman diyordum. "Bak sen böyle böyle demiştin hadi bakalım götür beni burada nerelerde takılıyorsan" dedi. Yıl dönümümü Ankara'da geçirmeyi hiiiç düşünmediğimden tabi biraz şok oldum:) Arjantin caddesi tarafındaki Big Chefs'e gittik, kendisi 3 tane filan ekspresso içti. Napıyor bu diye bakınıyorum tabi ben. Ankara'da aslında vakit geçirmeye çalışıyormuşuz, sonradan anladım:)
Neyse biraz sonra yola koyulduk, ben artık nereye gidiyoruz demekten vazgeçtim ve uyumaya başladım, uyanıp "Aksaray İli rakım bilmem kaç" tabelasını gördüğümde artık kafama dank etti: Kapadokya'ya gidiyorduk!!! (Anca o zaman anladın diye çok dalga geçildim ama :) )
Küçükken 2 kez ailemle gitmiştim ama hiç balona binmemiştim. Sürekli balona binmek istediğimden bahsediyordum kii birileri sesimi duymuş:) Sizin de aklınızda bulunsun, sabah çok çok erken saatte biniliyor balona. Biz de bu nedenle arabayla gitmek durumunda kalmışız, Kayseri'ye uçakla gidip oradan araba kiralayıp da geçebilirsiniz Kapadokya'ya ama biz sadece 1 hafta sonu için gittiğimizden ve pazar sabahındansa ilk gittiğimiz sabah balona binmek daha mantıklı olacağından bu yolu tercih etmiş erkek arkadaşım.
Teklif anına geri dönersek; Etrafta gördüğüm o görüntüyü sanırım hayatım boyunca unutamacağım. Güneş doğmaya çalışıyor, soğuk, donmamak için elimizdeki kahvelere yapışmışız, tüm balon firmaları balonlarını şişirmeye çalışıyor. Kapadokyanın doğal görüntüsü ile bu birleşince insan çok değişik hissediyor.
Yoğun şekilde çalışan iki insan olarak cuma gününe denk gelen 5. yıl dönümümüzde haftasonu için şehirdışında bir şeyler yapalım dedik. Ama nereye gideceğimiz bana ısrarla söylenmedi:) Cuma günü öğlen beni işten aldığında ve hatta yolda hala nereye gideceğimizi bilmiyordum. Tem'de giderken önce Sapanca'ya gidiyoruz dedi ama Sapanca sapağını geçtik, Abant dedi Abant sapağını geçtik derken yorgunluk ve merak birleşince ben mızmızlanmaya başladım. Bir iki saat sonra Ankara'ya geldik, dedim ne alaka burası? O sıralarda sık sık iş için Ankara'ya gidiyordum ve her seferinde sen de olsaydın da bari biraz eğlenceli geçerdi zaman diyordum. "Bak sen böyle böyle demiştin hadi bakalım götür beni burada nerelerde takılıyorsan" dedi. Yıl dönümümü Ankara'da geçirmeyi hiiiç düşünmediğimden tabi biraz şok oldum:) Arjantin caddesi tarafındaki Big Chefs'e gittik, kendisi 3 tane filan ekspresso içti. Napıyor bu diye bakınıyorum tabi ben. Ankara'da aslında vakit geçirmeye çalışıyormuşuz, sonradan anladım:)
Neyse biraz sonra yola koyulduk, ben artık nereye gidiyoruz demekten vazgeçtim ve uyumaya başladım, uyanıp "Aksaray İli rakım bilmem kaç" tabelasını gördüğümde artık kafama dank etti: Kapadokya'ya gidiyorduk!!! (Anca o zaman anladın diye çok dalga geçildim ama :) )
Küçükken 2 kez ailemle gitmiştim ama hiç balona binmemiştim. Sürekli balona binmek istediğimden bahsediyordum kii birileri sesimi duymuş:) Sizin de aklınızda bulunsun, sabah çok çok erken saatte biniliyor balona. Biz de bu nedenle arabayla gitmek durumunda kalmışız, Kayseri'ye uçakla gidip oradan araba kiralayıp da geçebilirsiniz Kapadokya'ya ama biz sadece 1 hafta sonu için gittiğimizden ve pazar sabahındansa ilk gittiğimiz sabah balona binmek daha mantıklı olacağından bu yolu tercih etmiş erkek arkadaşım.
Teklif anına geri dönersek; Etrafta gördüğüm o görüntüyü sanırım hayatım boyunca unutamacağım. Güneş doğmaya çalışıyor, soğuk, donmamak için elimizdeki kahvelere yapışmışız, tüm balon firmaları balonlarını şişirmeye çalışıyor. Kapadokyanın doğal görüntüsü ile bu birleşince insan çok değişik hissediyor.
Sonra biz de balonumuza bindik (yalnız değildik, toplamda 16 kişi vardı balonda, sepetin içini bölmeler şeklinde ayırmışlar, biz de bir bölmedeydik, neden spesifik olarak en öndeki yere geçirildiğimizi sonradan anladım.)
Etraftaki şu harika manrazaya bakarken...
Etraftaki şu harika manrazaya bakarken...
.... Erkek arkadaşım beni sepetin biraz ilerisine itip (Buna da sepet sepet diyorum ama gerçek adını bilen varsa çok gülüyordur herhalde:) ) bi baksana dedi. Aşağıda baktığımda bu pankartı gördüm. Tabiki gözlerim doldu, sonrası tek taş, göz yaşıyla beraber bir sürü gülme vs vs çok değişik bir an, evet bekliyordum artık ama yine de insan yine de şaşırıyor. Bir yandan da ben ne zaman büyüdüm de böyle şeyler yaşıyorum diyor. Pankartı tutan abiler de çok şekerdi, onlara ayrıca teşekkür ettik.
Pankarttaki kalpler biraz kırocandı kabul ama yapan matbaacının insiyatifi olmuş dedik geçtik:) Hava şartları şansımıza çok müsait olduğundan 1 saat boyunca balonla dolaştık, şiddetle tavsiye ediyorum gidin balona binin!
Balon macerasından sonra otelimize koyulduk. bugüne kadar kaldığım beni en etkileyen otel burasıdır. "Argos in Capadoccia"
Bakmak işteyenler için linki: argosincappadocia
Balon macerasından sonra otelimize koyulduk. bugüne kadar kaldığım beni en etkileyen otel burasıdır. "Argos in Capadoccia"
Bakmak işteyenler için linki: argosincappadocia
Eski taş evleri alıp, mağara otellere dönüştürüyorlar. Çeşitli köşklerden oluşuyor. Köşklerin içerisinde birbirinden farklı ama hepsi muhteşem odalar var. Banyolar mağara gibi yapılar içerisinde. Splendid suit denilen içerisinde kendi havuzu olan odaları var. (Ona oda demeli mi bilmiyorum ama) Eğer maddi imkanlarınız elveriyorsa burada kalın:) Biz deluxe suitte kalmıştık, çok memnun kaldık her şeyden. Otelin her yeri muhteşem ayrıntılarla dolu. Karşıda Erciyes'i gördüğünüz çok güzel bir terası var, kahvaltı sonrası burada türk kahvesi keyfini tavsiye edebilirim.
Otelin işletmecilerinin, çalışanlarının kibarlığından da bahsetmeden olmaz. Güler yüzlü ve nazik davranışları için onlara da çok teşekkür ediyorum. O haftasonunun muhteşem geçmesinde kendilerinin de katkısı bulunuyor.
Erkek arkadaşım pek sık böyle romantik süprizler yapmaz, teklif için bu kadar uğraşmış olmasına o yüzden de çok sevindim. Böyle şeyler birer anı olarak kalıyor, ileride çocuklarımıza anlatacağımız güzel anlar, sizi birbirinize daha da bağlayan anlar.. Süprizler vs gelip geçer esas olan mutlu bir beraberlik aslında, umarım her şey güzel gider... ve tabi umarım bir 5 yıl daha bu haftasonunun üzerine yatmaz:))))
Erkek arkadaşım pek sık böyle romantik süprizler yapmaz, teklif için bu kadar uğraşmış olmasına o yüzden de çok sevindim. Böyle şeyler birer anı olarak kalıyor, ileride çocuklarımıza anlatacağımız güzel anlar, sizi birbirinize daha da bağlayan anlar.. Süprizler vs gelip geçer esas olan mutlu bir beraberlik aslında, umarım her şey güzel gider... ve tabi umarım bir 5 yıl daha bu haftasonunun üzerine yatmaz:))))
Etiketler:
Argos in Capadoccia,
balon,
evlilik teklifi,
kapadokya
25 Ekim 2012 Perşembe
Başlangıç...
Merhabalar :)
Onlarca blog okuyup kendimi fazla kaptırdıktan sonra ben de yaşadıklarımı paylaşmak istediğimi fark ettim. Teklif aşamasından bugüne kadar yaşadıklarım ve gelecekte yaşayacağım her ana tanık olacağınız için şimdiden teşekkür ederim :)
Sevgiler,
Pınar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)